Ceren Damar davasında karar verildi: Ağırlaştırılmış müebbet

Ceren Damar davasında karar verildi: Ağırlaştırılmış müebbet

21/02/2020 Kapalı Yazar: Fırtına Dergi

Öğrencisi tarafından öldürülen Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’in dördüncü duruşması Ankara Adliyesi 33. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. ekmek ve gül’den Burcu Yıldırım’ın haberine göre katılımın yoğun olduğu duruşmada iki salon birleştirildi. Kopya çektiği için tutanak tutması sebebiyle hocasını öldüren sanık Hasan İsmail Hikmet’i avukatı Vahit Bıçak, “Katliam yapmadı. Kantine gidip öğrencilerin üzerine elindeki silahı boşaltabilirdi ama yapmadı” gerekçesiyle savunarak Ceren Damar hakkında skandal söylemlerde bulundu. Bıçak, “Eğer Ceren Damar yaşasaydı cinsel saldırıdan yargılanacaktı” ifadesinde bulundu. Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonu katılma talebinde bulundu, talep suçtan doğrudan zarar görülmediği gerekçesi ile reddedildi.

‘Hukuk dersi vereceğim’ diye suça teşvik etti

Savunma yapan sanık avukatı Vahit Bıçak, “Elbette sanık suç işlemiştir ve bugün cezanın ne olduğunu konuşmamız gerekiyor Ceren Damar ve Hasan İsmail Hikmet için adalet için buradayız” diyerek başladı. Sanığın katliam ve seri cinayet işlemediğini savunan Bıçak, “Çoklu bir öldürme yapmamış sanık neler yapabilirdi de yapmadıyı açıklayacağım. Sanık elindeki silahı kantine girip birçok kişinin üzerine boşaltmamıştır. Odalarına gidip öğretim görevlilerini de taramamıştır” diyerek açıklamaya çalıştı, tepkiler üzerine ise “Burada hukuk dersi vereceğim ve kitaplarda yazdığımı anlatacağım” diye devam etti.
Vicdani kanaatin kullanılarak kamuoyunun tepkisinin, medyanın etkisinin değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Bıçak, “Görülen dava hakkında besteler yapılmış, ağıtlar yakılmış anayasanın maddeleri çiğnenmiştir” dedi.

Cinayeti işleyen sanık “samimiymiş”

Dosyada Ceren Damar’ın bilgilerine ve telefon kayıtlarına ulaşılamadığını ifade eden Bıçak, “Bilgileri açıklanırsa ne deşifre olacak merak ediyoruz. Sanığın samimi beyanları, tanık beyanları ortadadır. Görevi olmadığı halde sınav gözetmenliği yapmıştır” diyerek sanığa verilmek istenen cezaların Orta Çağ zihniyetinde olduğunu savundu. “Sanığın ‘pişmanım’ sesine kulak verin” diyen Bıçak, kadınların ve kamuoyunun tepkisini kastederek “Duruşma dışındaki faliyetler televizyonlarda savunuluyor ve Ortaçağ zihniyetine götürüyor” dedi ve “Şu ana kadar 250 dava açtık bunların devamı gelecek” diye ise tehdit etti.

Gelen tepkiler üzerine ise “Üzerimde psikolojik baskı uygulanıyor” diyen Bıçak, “Sanığın tutukluluğunda geçirdiği süre uyarı olmuştur ve topluma kazandırılmalıdır” ifadesinde bulundu. Ceren Damar’ın, deneyimsiz olduğunu ve Hasan İsmail Hikmet’i yanlış yönlendirdiğini söyleyen Bıçak, savunma yapmaktan öte sık sık basında kendi ile ilgili çıkan ve çıkması olası haberlere dair konuştu, mahkeme başkanı Bıçak’ı, “Sen buraya mı, basına mı hitap ediyorsun. Varsa derdin git açık oturum yap” diye uyardı.

‘Ceren Damar yaşasaydı, ‘cinsel saldırdan’ yargılanacaktı

Ceren Damar ile gergin başlayan ilişkinin zamanla düzeldiğini ifade eden Bıçak, “Sanığın yüzme sporu yaparak geliştirdiği vücuduna Ceren Damar ilgi duymaya başlamıştır. Duygusal ilişki yaşamak istemiştir ancak sanık kibarca reddetmiştir. Ancak vakit geçirmeye devam edip alkol bile almışlardır. Öğrencisi ile cinsel ilişkiye girerek arasındaki hiyerarşik yapıyı kullanmıştır ve suç işlemiştir. Sanık, baskı altında kalarak tehditlere boyun eğmiştir. Ceren Damar kıskançlık krizleri yaşayarak sanığı zor durumda bırakmıştır. Doymak bilmeyen arzu ve hırslarına karşı sanık psikolojik bunalıma gitmiş tedavi görmüştür” diyerek “Ceren Damar şuan hayatta olsaydı cinsel saldırıdan yargılanacaktı” ifadesini kullandı. Kopya çekerken tutanak tutulmasını ise Bıçak, “Herkes çekiyordu Ceren Damar arzularını yerine getirmedi diye sanığı gördü” dedi. Kendini alamayan Bıçak, “Ceren Damar’ın 15 Temmuz darbe girişimini de övdüğünü” iddia etti.
Sanığın annesinin polis olduğunu ve terörle mücadele ettiğini ifade eden Bıçak sanığın ailesini, Ceren Damar ve eşinin FETÖ’den suçladığını söyleyerek cinayeti ise “Ceren Damar’ın taciz ve tecavüzleri ile sanığı ne denli bunalttığının göstergesidir. Sanık elinde bıçak ve silah olmasına rağmen de başka kimseye zarar vermemiştir” diye savundu.

Verilen aranın ardından savunmasına devam eden sanık avukatı Bıçak, “Sanığın ifadelerinde çelişki yoktur sadece sonraki ifaderinde daha ayrıntılı beyanda bulunmuştur. Ankara Barosu bu davaya katılmak için başından beri çaba sarf etmiştir. Bu sebeple sanığa ilk aşamada atanan CMK avukatı hak ihlallerinde bulunmuştur ve yeterince savunmamıştır” dedi. “Gencecik çocuğu şimdiki danışmanı hapishaneye göndermek istiyor” diyen Bıçak’ın sözlerine Ceren Damar’ın babası, “Seni de oraya göndereceğiz” dedi. Bunun üzerine Bıçak, “Beni 90’lı yıllardan beri mücadele ettiğim FETÖ, 28 Şubat darbeceleri gönderemedi, siz mi göndereceksiniz” dedi.

‘Kızının ölümü üzerinden rant sağlamaya çalışan bir baba var’

Sanığın başka kimseyi öldürmeyerek olgun davrandığını ve pişman olduğunu iddia eden Bıçak, “Biz adaletin bir an önce sağlanmasını sanığın tahliye edilmesini istiyoruz. İnsan öldürme olayından pişman olduğunu ifade ederek asıl insanlık dersini sanık vermiştir. Cinnet geçirdiği için bıçakla yaralamak istediğini söylemiştir.
Ceren Damar’a yapılan darbelerin öldürücü olmadığını ve yanlış müdahale sonucunda hayatını kaybettiğini savunan Bıçak, “Ben kimseyi suçlayacak değilim hayatımı gençlerin yetişmesine adamışım. Sanık olay günü çok beyefendi ve kibar bir şekilde davranmıştır. Kızının ölümü üzerinden rant sağlamaya çalışan bir baba var. Böyle bir baba toplumda olamaz. Bu kişilerin beyanları itibar edilecek sağlıklı beyanlar değil. Bu dava bitince davalarımız devam edecek” diye konuştu.

Öldürdüğü için bir tek teşekkür etmediği kaldı

Dosyaya giren sayfalarca beyanı okuyan Bıçak, “Katılan beyanlarında kin, nefret, öfke var ve bu yüzden değerlendirmek istemiyorum. Bu olay olmuş artık kabullenmek gerekiyor, olan olmuş. Somut olayda meşru müdafanın şartları oluşmuştur. İleride bu çocuk hayata karışsın ve hukuk olan mesleğine devam edebilsin ve yaralama kastı olarak değerlendirilsin. Herkesi elindeki silahla taramadığı için orantılı davranmıştır” diyerek cinayet işleyen Hasan İsmail Hikmet’i örnek alınası gereken bir insan ilan etti. “Herkes silahla geziyor” diye savunan Bıçak, sanığın hata ve haksız tahrik ile ağırlaştırılmış yaralama hükümlerinin uygulanarak tutuksuz yargılanmasını istedi ve sözü öğrencilerine verdiği derse getirerek “Üniversitenin en kıdemli profesörü olarak konuşuyorum. Benim içim çok rahat. Herkes hakkettiği şekilde yaşıyor” dedi.

Sanık: ‘Benim doğrularım bana yeter’

Sanık Hasan İsmail Hikmet, yargılamanın adil olmadığını savunarak “Her an pişmanlığımı dile getirdim. Kimsenin bunu yaşamasını istemem. Ne az, ne fazla hakettiğim cezayı istiyorum. Kim neye inanır o beni ilgilendirmez. Benim doğrularım bana yeter. Doğru karar vereceğinize inanıyorum” dedi.
Ceren Damar’ın avukatı ise hiçbir indirim uygulanmadan cezanın verilmesini istedi. Mahkeme başkanı “Kararı makul bir süre sonra açıklayacağız” diyerek karar verilmesi beklenen duruşmada kararı açıklamadı.

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti sanığa, ruhsatsız silah taşımaktan 1 yıl ve 600 TL ceza, silahla tehdit suçundan 2 yıl hapis, Ceren Damar’ı öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Kadınlar kararı gözyaşları içinde birbirine sarılarak karşıladı.