Fırtına Dergi yayın hayatına başlıyor

Fırtına Dergi yayın hayatına başlıyor

01/02/2020 Kapalı Yazar: Fırtına Dergi

Kırgınların, küskünlerin, meczupların, âşıkların efkârlarını zapt ettikleri yerlerden geliyoruz. Ders saatlerinde okulda olmak yerine ev kirası ödemek için çalışan, bu günler de gelir geçer diyen bir öğrencilikten geliyoruz. Borcunu borçla kapattığımız kredi kartlarımızın yaşamlarımıza hâkim olduğu, maaş bordolarının çalıştıkça çalışmak zorunda bıraktığı adeta bir borca dönüştüğü dokuz altı yollarından geliyoruz.

Çoğu zaman sokakta yalnız başına belki işine belki evine gidiyorsun. Sessiz dar bir ara sokaktan geçerken evlerin pencerelerinde ne bir ses geliyor ne de bir ışık var. Herkes ya uykuda ya da uyuyor taklidi yapıyor. Bir akşam işten çıkıp, diğer sabah yine işe gidiyoruz. Yolda biri çıkıp da nasılsın diye sorsa; hayatın koşuşturmacası arasında sokak ortasında durup düşünür olduk.

Gazete bayilerinin önünden geçerken kafamızı bir başka yöne çeviriyoruz. Televizyondan vazgeçeli epey oldu, artık dizlerimizin üzerinde dizi izliyoruz. Her ay gözümüze daha da bir büyümüş olarak gelen faturaları üst üste biriktiriyoruz. Yaşam, doğa, bisiklet, gıda, ilaç, çocuklarımız, geleceğimiz derken spor salonlarında ömür geçiren beyaz yakanın her geçe gün daha çok mavileştiği bir dönemi yaşıyoruz.

Bir arada olmanın yasak olduğu, müzelerin, tiyatroların, festivallerin kısmi miktarda insanın hizmetinde yaşatıldığı, büyük şehirlerde birkaç semtin dışında yaşayan milyonlarca insanın bu sessizlikte boğulmasına alıştık, alışıyoruz. Otobüs camlarından dışarıya bakıp hayal kurmaktan vazgeçmeyenleri biriktiriyoruz. Yüzlerce insanın en temel yaşam haklarının elinden alındığı, cezaevlerinde olanların sokaklardaki hak ihlallerinden öyküler yarattığı, kürsülerden tehditlere maruz kaldığımız çağımızın en uzun ve en karanlık gecesine dönüşmüş olduğu yıllardan geçiyoruz.

Lambalarımızı yakıp pencerelerimizin perdelerini aralayalım diye, sokaklar çocukların olsun diye, korkunun esaretinden çıkıp özgür olalım diye, bin parçadan ve bir yalnızlıktan oluşan bu rutinden çıkıp herkesin kendinden yana olmadığı Nazım’ın söylediği güneşli güzel günlere koşmak istiyoruz. Bir cenahın değil, milyonların haber alma hakkının olduğuna, milyonların üretebileceğine olan inancınızı tazelemek için soluk olmaya geliyoruz.

Geçmişi anımsıyoruz; bir yalan rüzgârının önünde yılmadan durduğun günleri…

Hazırlıklı olun.

Geçmişin tüm birikimiyle onların rüzgârlarına karşılık uykularını bölen bir fırtına yaratacağız!

Fırtına Dergi Yayın Kurulu