1906’dan 2021’e Türkiye’nin 1 Mayıs tarihi – Ahmet Kavruk

1906’dan 2021’e Türkiye’nin 1 Mayıs tarihi – Ahmet Kavruk

02/05/2021 Kapalı Yazar: Ahmet Kavruk

1 Mayıs, 1889 yılından itibaren tüm dünyada birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de ilk kez 1923 yılında resmî olarak kutlanan 1 Mayıs’ın kökleri 1900’lü yılların başına -ve hatta 1800’lü yılların ikinci yarısına kadar- uzanmaktadır. Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında, uzun yıllar yasaklı olan 1 Mayıs, ilk kez 1935 yılında “Bahar ve Çiçek Bayramı” adıyla resmi tatil ilan edildi. İşçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ta gerçek anlamda bir kutlama yapabilmesi 1975 sonrasında oldu. Yükselen devrimci mücadeleye karşı 77 1 Mayıs’ı devlete bağlı gizli güçlerin müdahalesiyle kana bulandı. Buna rağmen durdurulamayan 1 Mayıs kutlamaları 12 Eylül sonrasında yapılamadı. 1981 yılında MGK tarafından 1 Mayıs resmi bayram ve resmi tatil günü olmaktan çıkarıldı. Askeri darbenin etkisinin azaldığı 80’li yılların sonlarında 1 Mayıs mücadelesi yeniden yükselmeye başladı. 90’ların sert koşullarından 1 Mayıs’lar da nasibini aldı. 95 1 Mayıs’ında Kadıköy’te 4 kişi can verdi. 2000’lere doğru ivme kaybeden devrimci mücadele 2006 sonrasında yeniden 1 Mayıs mücadelesini yükseltti. 2009 yılında 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla yeniden resmi tatil ilan edildi. 2010 yılında 33 yılın ardından Taksim yeniden işçilere ve emekçilere açıldı. 3 yıl üst üste Taksim’de yapılan kutlamalardan sonra Taksim yeniden işçilere ve emekçilere kapatıldı ve hala açılmadı.

Bu yazıda 1 Mayıs’ın 100 yılı aşkın devrimci tarihi, genel hatlarıyla birlikte hatırlatılmaya çalışılıyor. Belleksizliğin, köksüzlüğün ve sığlığın kol gezdiği bir dönemde hatırlamak ve hatırlatmak devrimci bir görevdir. Bu bilinçle kaleme alınan bu yazıda 1 Mayıs’ın inişli çıkışlı mücadele tarihinden önemli kesitler fotoğraflarla birlikte okuyucuya sunuluyor.


1889 yılında Fransa’da yapılan İkinci Enternasyonel’den itibaren tüm dünya işçilerinin ortak bayramı kabul edilen 1 Mayıs, Anadolu toprakların ilk kez 1906 yılında İzmir’de “Amele Bayramı” adıyla kutlandı ancak 1 Mayıs’ın tarihini bu tarihten önceye de götürmek mümkündür. Osmanlı Devleti’nde 1 Mayıs, 1860 sonrasında yer yer Ermeniler tarafından kutlanmaya başlamış olup, 1886 sonrasında çok daha kitleselleşerek Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan’nın Ermeni yerleşim yerlerinde artan katılımlarla kutlandı ve bu şekilde giderek toplumsallaştı.

1 Mayıs 1906 – İzmir

1909 yılında Üsküp ve Selanik’te 1 Mayıs kutlandı. Selanik’te Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdüler. Dört dilde yayınlanan ortak 1 Mayıs bildirisinde, herkese seçme ve seçilme hakkıyla beraber emeği koruyacak yasaların çıkarılması talep edildi.

1910 yılından itibaren Selanik başta olmak üzere birçok Rumeli şehrinde 1 Mayıs kutlanmaları yapıldı.

1911 yılında Osmanlı’da işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu Selanik’te Sosyalist İşçi Federasyonu öncülüğünde düzenlenen mitinge tütün, liman ve pamuk işçileri katıldı. Bu Osmanlı Devleti’ndeki ilk kitlesel 1 Mayıs’tır. Yaklaşık 7000 işçinin kutlamalara katıldığı belirtiliyor.

1912 yılında İstanbul’da Osmanlı Sosyalist Fırkası tarafından ilk kez 1 Mayıs kutlandı. İstanbul dışında yine Selanik başta olmak üzere Rumeli şehirlerinde de kutlamalar yapıldı. Selanik’te seçme ve seçilme hakkının herkese tanınması, grev yasasının değiştirilmesi, emeğin hakkını koruyacak yasaların çıkarılması pek çok konudaki talepler dile getirildi. İstanbul’da 1 Mayıs gösterisi düzenlemek bugün olduğu gibi o zamanlarda da büyük bir kazanımdı. Bu duruma karşı da İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşları’nı bahane ederek yasaklamalar ve engellemeler getirdi.

1913 yılında 1 Mayıs dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösteriler yasaklandı. Osmanlı’nın yenilgisi ile biten savaşın ertesinde, 1 Kasım 1918’de İttihat ve Terakki Fırkası tarihe karışırken, Hüseyin Hilmi’nin “Türkiye Sosyalist Fırkası” Şubat 1919 yılında kuruldu. 1913’te kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince Sinop Kalesi sürgününden dönen komünist aydınlar, bazı sempatizanlar ve Bolşevik İhtilali’ne katılan Osmanlı uyruklu sosyalist kadrolar siyasi faaliyetlere hız verdiler, ülkede sol bir rüzgâr esmeye başladı. İlk olarak Eylül 1919 tarihinde Dr.Şefik Hüsnü’nün liderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kuruldu.

1919 yılında İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs Mitingleri, bir yandan da  müttefik güçlerin 1918 yılının Kasım ayı ortalarında İstanbul’a asker çıkarmasıyla başlayan işgalin protestosu şeklinde gerçekleşti.

1920 yılında işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. Türkiye Sosyalist Fırkası (TSF) ve bir grup işçi “Türkiye müstakil olacak” pankartıyla Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na kadar bir yürüyüş yaptılar ve “Bağımsız Türkiye” yazılı bir pankart taşıdılar.

1921 yılında Tersane İşçileri, işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutladı. İştirakçi Hilmi önderliğinde Sosyalist Fırka’nın düzenlediği 1 Mayıs’a işçiler kızıl bayraklarla katıldı ve Kasımpaşa’dan Şişli Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne kadar yürüyüş yapıldı.

1922 yılında Ankara’da Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası’nın örgütlediği İmalat-ı Harbiye işçileri arasında 1 Mayıs düzenlendi. Bu senede Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde Sovyet elçiliğinde de 1 Mayıs kutlandı.

1 Mayıs 1922 – Ankara

1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs’ın Türkiye İşçileri Bayramı olması benimsendi. Ayrıca tarım dışı işlerde çalışma süresi 8 saat olarak kabul edildi. 1923’te İstanbul’da tütün işçileri, fırıncılar, İstanbul tramvay, telefon, tünel, gazhane, askeri fabrika ve demiryolu işçileri 1 Mayıs’ı sokakta kutladılar. “Yabancı şirketlere el konulsun”, “8 saatlik iş günü”, “hafta sonu tatili” ve “serbest sendika ve serbest grev” bu yılın 1 Mayıs’ının pankartlarından öne çıkanlardı. İstanbul dışında da Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlamalar yapıldı.

1924 yılında kitlesel 1 Mayıs gösterileri tüm Türkiye’de yasaklandı. Yasaklara rağmen Amele Birliği Genel Merkezi’nde bir resmi kabul düzenlendi, Birlik Genel Merkezi, kırmızı renklerle donatılıp cephesine “Türkiye Amelesi Sendikalar Kanununu İster” yazıldı, Enternasyonal marşı çalındı. 1 Mayıs dolayısıyla çıkarılan Çelik Kol gazetesi toplattırılıp, Aydınlık dergisi idarehanesi arandı, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı

1 Mayıs 1924 – Ankara

1925 yılında ise Takdir-i Sukün Kanunu’yla her türlü gösteri ve yürüyüş yasaklandı. Bu yasakla beraber 1 Mayıs uzun yıllar gerçek anlamda kutlanamadı. Amele Teali Cemiyeti’nin yürüyüş ve miting düzenlemesine izin verilmedi. Bunun üzerine İstanbul’da 1 Mayıs salon toplantısı şeklinde kutlandı. 1 Mayıs kutlamalarına katılanlar ve 1 Mayıs’ın anlam ve önemi üzerine broşür yayımlayanlar gözaltına alındı. İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanarak 7 ila 15 yıl arası hapse mahkûm edildiler. Bu kişiler arasında Nazım Hikmet’te bulunmaktadır.

1927 yılında Amele Teali Cemiyeti’ne “kamu taşıtlarının işlemesine engel olmamak” koşuluyla izin verildi. Ancak kutlama izinli olmasına karşın sonrasında tutuklamalar ve işten atmalar yaşandı. İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanmasına yönelik bir karar alınmasına karşın bu karar kağıt üstünde kaldı. 

1935 yılında “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun” ile 1 Mayıs “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak kabul edildi. İstanbul başta olmak üzere büyük illerdeki küçük çaplı gösterilerle kutlandı. Aynı zamanda 1935’te 1 Mayıs resmi tatil günü ilan edildi.

1 Mayıs 1935 – İstanbul

1960 yılında 27 Mayıs Askeri Darbesi’nden sonra da yasaklar yaşandı. Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı. Ancak bu girişimlerin hepsi, kararlı mücadeleler sonucu geri döndü.

1971 yılında Ankara’da grev ve lokavt yasaklandı. İstanbul’da öğrenci forumları yasaklandı ve 22 dernek kapatıldı. Türk-İş 1 Mayıs’ı işçi bayramı olarak kabul etmedi, “komünist bayramı” olarak gördü. DİSK kuruluşunun ardından 1 Mayıs’ı kutlamak için çeşitli girişimlerde bulundu, ancak 1975 yılına kadar 1 Mayıs kitlesel kutlanamadı.

1975 yılında 40 senenin ardan 1 Mayıs kutlaması, İstanbul Tepebaşı’nda bir gazinoda yapıldı. Yarım yüzyıl sonra ilk 1 Mayıs kutlaması TSİP (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) tarafından yapıldı. Bu tarihten sonraki kitlesel 1 Mayıs’larda DİSK ve Kemal Türkler’in rolü kritiktir.

1976 yılında 50 yıllık aradan sonra 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı İstanbul’da Taksim Meydanı’nda yapılan büyük bir miting ile kutlandı. DİSK’in (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) düzenlediği 1976 yılındaki 1 Mayıs, Türkiye’de kitlesel kutlanan 1 Mayıs’ların başlangıcı oldu.

1 Mayıs 1976 – Taksim

1977 yılında yine İstanbul’da Taksim Meydanı’nda DİSK öncülüğünde kutlanan 1 Mayıs’a silahlı saldırı oldu. Şimdiki The Marmara otelinin yerinde olan Intercontinental Oteli ve Sular İdaresi binasının üzerinden yapılan silahlı saldırı ve saldırıdan dolayı çıkan izdiham sonucu 34 kişinin yaşamını yitirdiği 77’nin “Kanlı 1 Mayıs”ında yüzlerce kişi de yaralandı.

1 Mayıs 1977 – Taksim

1978 yılında binlerce kişi 1 Mayıs’ı yine Taksim’de kutladı. 1 Mayıs 1978’de Taksim’de çok daha kitlesel 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Bu kez DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk’tü. 78 1 Mayıs’ından sonra Taksim, işçilere ve emekçilere kapatıldı.

1 Mayıs 1978 – Taksim

1979 yılında İstanbul’da 1 Mayıs kutlamaları Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından yasaklandı ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 1 Mayıs’ta yasağa rağmen sokağa çıkan binlerce kişi 1 Mayıs’ı “korsan” olarak kutladı. İstanbul’da TİP (Türkiye İşçi Partisi) Genel Başkanı Behice Boran ve bine yakın kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişiler arasından Behice Boran ve 330 TİP’li 6 Mayıs’ta tutuklandı. DİSK’te büyük gerilimlerin yaşandığı bu dönemde Kemal Türkler liderliğindeki Maden-İş ile Bank-Sen, Baysen, Aster-İş ve Yeni Haber-İş sendikaları 1 Mayıs’ı İzmir’de kutlama kararı aldı. İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.

1980 yılında 12 Eylül öncesinde son “yasal” 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Sıkıyönetim altındaki İstanbul, İzmir ve Ankara’da 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı. DİSK, 1 Mayıs kutlamasını Mersin’de yapma kararı aldı. Bu karara bütün üye sendikalar katıldı. Böylece 76, 77 ve 78’de Taksim’de kutlanan 1 Mayıs, 1979 ve 80’de Taksim dışında kutlandı.

1 Mayıs 1980 – Mersin

12 Eylül darbesi ile birlikte 1 Mayıs tamamen engellendi ve 1981 yılında Millî Güvenlik Konseyi 1 Mayıs’ı resmi tatil günü olmaktan da çıkardı.

1987 yılında sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim insanlarıyla birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı’na çelenk bırakmak istedi ancak yalnızca milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verildi. 1 Mayıs akşamında Beyoğlu Emek sinemasında yapılan kutlamaya 800 yakın kişi katıldı. Geceye Can Yücel ve Yalçın Küçük tartışması damga vurdu. Olayın hemen ardından sahneye çıkan Timur Selçuk, “biz küçük burjuva aydınlar bu işi bu kadar yapabiliyoruz, iyisi mi gelecek yıllarda 1 Mayıs’ı asıl sahiplerine bırakmalıyız” dedikten sonra piyanosunun başına geçerek müthiş bir coşkuyla 1 Mayıs marşını okudu. Kitlenin yumrukları havada haykırdığı marşın coşkusu tüm Emek sineması duvarlarında yankılandı. Bu haykırış ve coşku, 1 Mayıs’ın salonlara sığmayacağının ilk güçlü işareti oldu.

1 Mayıs 1987 – Emek Sineması

1988 yılında Devrimci Sendikal İşçi Hareketi (DSİM) girişimleri hız kazandı. DSİM ve öğrenci derneklerinin örtülü anlaşmasıyla 12 Eylül sonrasında ilk kez Taksim hedefli 1 Mayıs örgütlendi. Sayıları bine yakın eylemci Galatasaray Lisesi önünden Taksim’e doğru yürüyüşe gerçi. Kitlenin önü Taksim Meydanı girişinde kesildi ve çatışma yaşandı. 100’e yakın gözaltı olan 88 1 Mayıs’ında buz kırılmış yol açılmıştı.

1 Mayıs 1988 – Taksim

1989 yılında Taksim’de 1 Mayıs kutlamak isteyen yaklaşık 3 bin kişilik gruba polis İstiklal Caddesi üzerinde müdahale etti. Çıkan çatışmada Şişhane yokuşunda alnında vurulan Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi. Dört yüzden fazla kişi gözaltına alındı. Taksim dışında da Kazlıçeşme, İncirli, Topkapı ve Elmadağ’da toplanan gruplara da polisin silahlı saldırıları oldu. Gözaltına alınan çok sayıda kişi işkence gördü.

Öte yandan bir kısım sendikanın aldığı kararla 5-10 bin kişi Mecidiyeköy’de buluştu. Kitle Taksim’e doğru harekete geçmeyi beklerken sendikacılar eylemin iptal edildiğini açıkladılar. Polis tarafından açıkça tehdit edilen sendikacılar Taksim’e yürümeyi göze alamamış olsalar da kitlenin en ufak hareketlenmesinde polis müdahale etti. Polis ile eylemciler arasında çıkan çatışma Mecidiyeköy’den Çağlayan’a kadar yayıldı.

1 Mayıs 1989 – Taksim

1990 yılında İstanbul’un çeşitli semtlerinde yapılan 1 Mayıs eylemlerinde 40 kişi yaralandı. Resmi rakamlara göre yaklaşık 3 bin kişi gözaltına alındı. İstanbul’da Taksim’e çıkan birçok nokta polis tarafından kuşatılmıştı. Polisler kim olduğunu hiç aldırmadan gördüğü herkesi gözaltına aldı. Belediye otobüsleri, troleybüsler ve emniyet otoları hepsi gözaltı aracı yapılmıştı. Polis şiddeti çok sert oldu; gözaltında binlerce kişi işkence gördü. Karakollara sığmayan gözaltılar kapalı spor salonlarına götürülüyordu. Her şeye rağmen Taksim zorlanıyordu ve Dolapdere-Kurtuluş yokuşlarında yaşanan çatışmalarda İTÜ öğrencisi Gülay Beceren, başına aldığı kurşun yarası sebebiyle felç oldu.

1991 yılında polisler Taksim’i uzak noktalardan itibaren kuşatmıştı. Ana toplanma noktası Saraçhane Parkı olarak belirlenmişti. İlk bariyerlerini Şişhane civarına kuran polisler, sayıları 3-5 bini bulan kitlenin önünü Unkapanı köprüsü girişinde kesti. Çıkan çatışmalar küçük gruplar halinde yer yer gün boyu devam etti.  

1 Mayıs 1991 – İstanbul

1992 yılında yasal 1 Mayıs’ların kapısı aralandı. Doğu Perinçek’in partisinin yaptığı başvuru kabul edildi ve Gaziosmanpaşa Meydanı’nda kutlamalara izin verildi. Yoğun tartışmalara rağmen Gaziosmanpaşa 1 Mayıs’ı sol çevrelerde genel kabul gördü. Yaklaşık 25-30 bin kişi 1 Mayıs’ı yasal izinle kutladı. Bazı gruplar Gaziosmanpaşa’ya gitmeyerek Beyazıt gibi yerlerde 1 Mayıs’ı “korsan” gösterilerle kutladı.

1 Mayıs 1992 – GOP

1993 yılında işçiler yeniden meydanlarda 1 Mayıs’ı kutlamaya başladılar. Türk-İş 1 Mayıs’ı İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında düzenlenen bir mitingle kutladı. Türk-İş tarihinde ilk kez gerçekleşen bu alanda kutlamaya 60 bin civarında işçi katıldı. DİSK ise aynı gün İstanbul Pendik Meydanı’nda düzenlediği mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.

1994 yılında Demokrasi Platformu içinde yer alan Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve daha sonra KESK’i kuracak olan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında ortak bir mitingle 1 Mayıs’ı kutladı. Ankara’da 94 1 Mayıs’ında yaşanan polis müdahalesinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti Milletvekili Salman Kaya ve yüzlerce kişi polis şiddetine maruz kadı. İki gün sonra milletvekili Salman Kaya’ya şiddet uygulayan 3 polis ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar görevden alındı. Ancak 3 polis de açılan davada 23 Mayıs 1995’te video kayıtları ve fotoğraflar delil sayılmayarak beraat ettiler.

1 Mayıs 1993 – Pendik

1996 yılında İstanbul’da on binlerce kişinin katıldığı Kadıköy’deki 1 Mayıs kutlamalarına polislerin silahlı saldırısı sonucunda Hasan Albayrak, Dursun Adabaş ve Levent Yalçın yaşamını yitirdi. Olaylar sırasında gözaltına alınan Akın Rençber, gördüğü işkence sebebiyle 20 Mayıs’ta yaşamını yitirdi. Bu tarihten sonra 2005 yılına kadar 1 Mayıs yasaklı kaldı.

95 ve 96 1 Mayısları, 76 ve 77 1 Mayıslarının küçük ölçekte tekrarı gibi oldu. 1 Mayıs’ı izleyen günlerde basına konuşan itirafçı Muratlar (Murat Demir ve Murat İpek) kısa bir zaman sonra sırra kadem bastılar. Muratlar, 96 1 Mayıs’ında özel olarak görev aldıklarını itiraf etmişlerdi. Düzen aynı düzen, kumpas 77 1 Mayıs’ındaki kanlı kumpastı.

96 1 Mayıs’ından sonra devrimci mücadelenin ve sol hareketin gerilediği yakalık 10 yıllık dönemde kitlesel ya da 80’li yılların sonundaki mücadeleci 1 Mayısları göremiyoruz. Yükselme emareleri gösteren toplumsal muhalefetin ve devrimci hareketin geriletildiği, bastırıldığı dönemin renksiz, soluk izlerini taşır bu yıllarda 1 Mayıslar…

1997 yılında işçiler yine alanlardaydı. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Denizli ve Uşak’ta yürüyüş ve miting düzenlendi. 1 Mayıs kutlamalarını Türk-İş, DİSK ve KESK birlikte organize ettiler. Merkezi miting İstanbul’da Çağlayan Meydanı’nda yapıldı.

1 Mayıs 1997 – Çağlayan

1998 yılında “Şimdi Demokrasi Zamanıdır” sloganıyla DİSK ve KESK’in öncülüğünde 1 Mayıs, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Mersin, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep ve Samsun gibi birçok ilde kutlandı. İstanbul’daki kutlamalar Şişli, Abide-i Hürriyet meydanındaydı. 

1 Mayıs 1998 – Çağlayan

1999 yılında İşçi konfederasyonlarıyla beraber 15 örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan Emek Platformu tarafından 1 Mayıs kutlamaları düzenledi. Yine İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Mersin, Adana, Kocaeli, Eskişehir, İskenderun, Kayseri ve Trabzon gibi pek çok ilde mitingler yapıldı. İstanbul’da DİSK ve KESK, Şişli Abide-i Hürriyet meydanında, Türk-İş ve Hak-İş ise salonlarda kutladı.

2000 yılında 1 Mayıs “Küresel saldırıya karşı gücümüz birliğimiz” sloganı öne çıkarılarak kutlandı. İstanbul’da DİSK, KESK, Türk-İş ve Hak-İş’in ortaklaşa düzenlediği miting Şişli Abide-i Hürriyet meydanındaydı.

2000 yılı sonrasında devrimci hareketin tıkanmasına paralel, tablo daha da ağırlaştı. 2003 ve 2005 yılları arasındaki kısmi bir toparlanma yaşandı. Bu yıllardaki 1 Mart tezkeresine karşı eylemler ve NATO protestoları bu kısmi toparlanmanın işaretleridir. 1 Mayıs’ı hapsolduğu yerden kurtarma arayışlarını da herkesçe bu yıllarda zorlanmaya başlandı. Abide-i Hürriyet’e karşı Saraçhane Meydanı seçeneği bu dönemde gündemleşti.

1 Mayıs 2000 – Unkapanı

2001, 2002 ve 2003 yıllarında DİSK, KESK, Türk-İş ve Hak-İş ortaklaşa bir şekilde Çağlayan’da gerçekleştirdikleri mitinglerle 1 Mayıs’ı kutladılar.

2004 yılında DİSK ve KESK, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararı aldıklarını açıkladı. Ancak yapılan görüşmeler sonucunda Taksim’de kutlamalar yapılamadı. Türk- iş, 1 Mayıs’ı Abide-i Hürriyet Meydanı’nda kutlarken, DİSK ve KESK ise Fatih, Saraçhane’deydi.   

2006 yılında birçok tartışmayla beraber 1 Mayıs uzun bir aradan sonra İstanbul’da sendikaların ve çeşitli grupların katılımıyla kitlesel bir şekilde Kadıköy’de kutlandı. 2006 1 Mayıs’ı 10 yıllık ölü toprağın atılması oldu.

2007 yılında tüm toplumsal muhalefet ve devrimci hareket Taksim çağrısı yaptı. İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin vermeyeceğini açıkladı ve 1 Mayıs günü çıkan çatışmalarda yüzlerce kişi gözaltına alındı. NATO eylemleriyle mücadeleye atılan IMF eylemleriyle ayaklanan çoğunluğu eğitimli işsizlerden ve öğrenci gençlikten oluşan yeni bir kuşak 1 Mayıs mücadelenin rotasını yeniden Taksim olarak belirledi. Bu kuşağın içine 90’larda kentlere göçen Kürt ailelerin gençleri de dahildir.

2008 yılında Taksim yine yasaklıydı. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen sendikalardan ve örgütlü örgütsüz farklı gruplardan binlerce kişiye polis müdahalesi oldu. Gün boyu Taksim ve çevresinde devam eden çatışmalardan yüzlerce gözaltı ve onlarca yaralanma oldu. İstanbul’da polisin biber gazlı müdahalesi sebebiyle CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Milletvekili Mehmet Ali Özpolat kalp spazmı geçirdi. Ankara’da da Sıhhiye Meydanı’ndan yapılan kutlamalarda çatışma çıktı.

2009 yılında TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) tarafından 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla 1981’den sonra yeniden resmi tatil ilan edildi. 31 yıl sonra resmi olarak 5 bin kişilik bir grup, DİSK organizasyonuyla Taksim’e çıktı.

2007, 2008 ve 2009 yıllarında İstanbul dışında Ankara ve İzmir başta olmak birçok ilde 1 Mayıs sorunsuz bir şekilde kutlandı.

2010 yılında 32 yıl sonra Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Nihayet yıllardır süren Taksim mücadelesi sonuç verdi. Kazanmanın coşkusu ve yitirilenlerin burukluğu herkesin üzerindeydi. Kucaklaşmalar, anılar ve gözyaşlarıyla Taksime giren yüz binler alanı doldurdu. Örgütsüz, dağınık ve farklı renklerden yüz binlerce insanın 1 Mayıs’ı oldu 2010 1 Mayıs’ı.

1 Mayıs 2010

2011 ve 2012 yıllarında da 1 Mayıs Taksim’de yüz binlerce insanın katılımıyla coşkulu bir şekilde kutlandı. İktidarı hedef alan sloganlarda tüm kesimler ortaklaşıyordu. Bu durumun da etkisiyle Taksim’in yeniden 1 Mayıs’a kapatılacaktı.

1 Mayıs 2011 – Taksim

2013 yılında Taksim’deki yayalaştırma projesinin devam eden inşaat çalışmaları gerekçe gösterilerek kutlamalara izin verilmedi. Taksim’de 1 Mayıs kutlamak isteyen binlerce kişiye polis müdahalesi oldu. Bu müdahaleler sırasında lise son sınıf öğrencisi Dilan Alp polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından vuruldu. Yaklaşık 1 ayın sonunda Dilan Alp yaşam mücadelesini kazandı. Dilan Alp’in vurulması Gezi Direnişi öncesinde 1 aylık sürede tüm toplumun konuştuğu bir gündemdi.

2014 ve 2015 yıllarında 2013 yılına damga vuran Gezi Direnişi’nin rüzgarıyla Taksim yine 1 Mayıs’ın odağındaydı. Taksim’in yasaklı olmasına rağmen Şişli ve Beşiktaş çevresinde toplanan on binlerce kişi Taksim’i zorladı. Çıkan çatışmalarda yüzlerce kişi gözaltına alındı. Bu yıllarda İstanbul dışında yine Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde kutlamalar gerçekleşti.

1 Mayıs 2014 – Şişli

2015 sonrasında Türkiye’de sertleşen siyasal iklim sonucunda Taksim yasağı devam ederken genel anlamda 2000’lerin sonunda sokaklarda gördüğümüz kesimlerin Taksim talebi de büyük oranda azaldı. Bu durumun da bir sonucu olarak bu tarihten sonra Taksim yerine İstanbul’un farklı yerlerinde 1 Mayıs kutlamaları izinli olarak gerçekleşti.

2016 ve 2017 yıllarında İstanbul’da kutlamaların adresi Bakırköy’dü. Bakırköy dışında Taksim’e gitmek isteyen küçük gruplara polis müdahaleleri etti ve gözaltılar yaşandı.

2018 yılında da kutlamalar sendikalar öncülüğünde Maltepe’de yapıldı. Yine Taksim’e çıkmak isteyen gruplar gözaltına alındı.

2019 yılında pandemi öncesindeki son 1 Mayıs’ın adresi tekrardan Bakırköy’dü. Büyük oranda tüm muhalif kesimlerin geldiği 1 Mayıs yerel seçim gündeminin de etkisiyle kitlesel geçti.

2020 yılında ise pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen 1 Mayıs’ta kutlamalar hiçbir yerde yapılamadı ve meydanlar boş kaldı. Taksim’e çıkmak isteyen kimi gruplar Şişli ve çevresinde gözaltına alındı.

2021 yılında ise yine pandemi sebebiyle ilan edilen sokağa çıkma yasağı koşullarında 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirilemedi. Taksim’e çıkmak isteyen 200’ün üzerinde kişi gözaltına alındı.