Wuhan Koronavirüsü – Çağrı Mert Bakırcı*

Wuhan Koronavirüsü – Çağrı Mert Bakırcı*

27/02/2020 Kapalı Yazar: Fırtına Dergi

Genel Bilgiler: Patoloji ve Mekanizma

Durumun potansiyel vahametini anlamak adına, yeni salgın tehdidinin ardındaki 2019-nCoV isimli pozitif polariteli tek zincirli RNA virüsünün, SARS (İng: “Severe Acute Respiratory Syndrome”, Tr: “Şiddetli Akut Solunum Sendromu”) isimli hastalığa neden olan SARS-CoV isimli virüsün yakın bir kuzeni olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan ilk genom analizleri, 2019-nCoV takma isimli virüsün genomunun en az %80-90 oranında SARS-CoV ile aynı olduğunu gösteriyor. Ancak konu hakkında araştırmalar sürüyor.

2019-nCoV’un henüz SARS virüsü kadar ölümcül olup olmadığı bilinmiyor. 2019-nCoV’un öldürücülük oranının ilk tahminlere göre %2.9, güncel tahminlere göreyse %4 civarında olduğu düşünülüyor. Öte yandan 2003 yılında salgına dönüşen SARS, bulaştığı her 10 kişiden 1’ini öldürdü; yani SARS-CoV’un öldürücülük oranı %10 idi.

Bu ikilinin yakın bir diğer kuzeni ise, Orta Doğu’da (özellikle Suudi Arabistan’da) görülen MERS (İng: “Middle East Respiratory Syndrome”, Tr: “Orta Doğu Solunum Sendromu”) salgınına sebep olan MERS-CoV isimli virüstü. MERS salgını sırasında her 10 kişiden 4’ü ölmüştü; yani MERS-CoV’un öldürücülük oranı %40 idi.

Virüsün aşırı bulaşıcı olmasından korkuluyor; çünkü Ebola gibi virüslerin aksine solunum yoluyla, insandan insana bulaşıyor. Üstelik virüs, henüz “kuluçka” evresindeyken, yani bulaştığı kişilerde semptomlar belirmeden önce diğer insanlara da bulaşabildiğinden endişe ediliyor. Bu çok tehlikeli, çünkü karantina ve önlem ihtimalini neredeyse yok ediyor. Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), şu anda kuluçka öncesi bulaşmaya yönelik kanıt olmadığını ileri sürüyor.

Virüsün temel üreme sayısı olarak bilinen özelliğinin 3-5 arasında olduğu düşünülüyor; yani virüsün bulaştığı her bir kişi, kendisinden başka ortalamada 3 ila 5 kişiye bulaştırabiliyor. SARS için bu değer 3 civarındaydı ve bu salgın sırasında 8000 insan hastalanmış ve en az 774 ölüm yaşanmıştı. Ayrıca 2019-nCoV’un zincir halinde 4 kişiye kadar bulaşabildiği hesaplanıyor.

Hastalığın nasıl bulaştığı önemli, çünkü SARS ve MERS salgınlarında her hasta eşit derecede bulaştırıcı değildi; bazı hastalara süperbulaştırıcı adı verilmişti çünkü çok daha fazla insana, çok daha hızlı bir şekilde virüsü bulaştırabiliyorlardı. Eğer 2019-nCoV için de böyle bir durum varsa, bu kişilerin erken tespiti büyük önem arz edebilir.

Evrim, Taksonomi ve Filogenetik

SARS, MERS ve 2019-nCoV virüslerinin her biri bir koronavirüstür. Koronavirüsler (Orthocoronavirinae alt ailesi), Hayvanlar Alemi‘nde yaygın olarak görülen bir virüs grubudur. Alfakoronavirüsler, Betakoronavirüsler, Gamakoronavirüsler ve Deltakoronavirüsler olarak 4 alt gruba ayrılan koronavirüsler, kimi zaman tür içinde kalmak yerine, bir türden diğer türe, örneğin diğer hayvan türlerinden insanlara (“zoonotik” olarak) bulaşabiliyorlar. Aslında koronavirüsler çok nadiren ölümcül olan virüsler; ancak kimi zaman evrimsel süreç içinde değişerek ölümcül hale de gelebiliyorlar.

Hem SARS, hem de MERS koronavirüsleri, betakoronavirüs olarak bilinen bir alt aileye aitler. Bu virüsler, tıpkı alfakoronavirüsler gibi yarasa kökenli virüslerdir; yani aslen yarasalarda bulunan koronavirüslerin evrimleşmiş torunlarıdır. Örneğin SARS, özellikle de Rhinolophus sinicus türü yarasalardan köken almaktadır.

SARS-CoV isimli virüsün köken aldığı “Rhinolophus sinicus” türü yarasalar
Kaynak: Flickr

Virüslerin köken aldığı canlılara virüs rezervuarı adı verilir. Ancak insanlara virüsün bulaşma kaynağı her zaman ana rezervuar olmayabilir; aracı hayvanlardan da bulaşabilir. Örneğin SARS insanlara misk kedileri aracılığıyla, MERS ise develer aracılığıyla bulaşmıştı. 2019-nCoV’un ana kaynağının ise çok-bantlı bungarus (Bungarus multicinctus) olarak bilinen, aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz tür olduğu iddia edilmişti. Ancak güncel veriler, bunun pek de mümkün olmayabileceğini gösteriyor. Henüz ana kaynak net değil; ancak diğer adaylar arasında yarasalar ve rakunlar bulunuyor. Bu konuda araştırmalar devam ediyor.

Virüsün ana kaynağı olduğu iddia edilen çok-bantlı bungarus (“Bungarus multicinctus”).
Kaynak: Journal of Medical Virology

2019-nCoV’un genomik analizi, Rhinolophus sinicus türü yarasalardan alınan genomlara %80 civarında benzemektedir. Yapılan bir diğer çalışmada, R. sinicus’un yakın akrabalarından Rhinolophus affinis türü yarasalardan örnekler alınmış ve 2019-nCoV genomunun bu genom ile %96 oranında benzeştiği ileri sürülmüştür. Virüsün evrimsel kökenine yönelik çalışmalar da devam etmekte ve her yeni bulguyla netlik kazanmaktadır.

Belirti ve Semptomlar

İlk hasta, sebebi bilinmeyen bir pnömoni (zatürree) geliştirmişti ve sonradan sebebin 2019-nCoV olduğu tespit edildi. Hastaların %90’ında ateş, %80’inde bitkinlik ve kuru öksürük, %20’sinde nefes darlığı, %15’inde solunum yetmezliği görüldü. Bakteriyel pnömonilerin aksine viral pnömonilerde balgamlı öksürük görülmeyebilir. Ateş yerine subfebril ateş denilen daha düşük vücut sıcaklıkları da olabilir.

Bu semptomların şiddeti hafif-orta arası olarak tanımlanıyor. Büyük oranda nezleye benzetmek mümkün. Tıpkı nezlede olduğu gibi, koronavirüs bulaştığında da burnunuz akabilir, öksürebilirsiniz, boğazınız ağrıyabilir, baş ağrısı yaşayabilirsiniz, ateşiniz çıkabilir. Buna prodromal belirtiler denir, çoğu viral hastalığın akut başlangıç kliniği bu şekildedir.

2019-nCoV bulaşan hastalarda hafif bir öksürük görülüyor; sonrasında 1 hafta boyunca süren nefes darlığı yaşanabiliyor. Şu ana kadar bu vakaların %15-20 arasının ciddi bir tehlikeye dönüştüğü ve hastanede ventilasyon gibi bir müdahaleyi gerektirdiği belirlendi.

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

An itibariyle, sadece savunma sistemi zayıf olan çocuklar ile yaşlıların Çin’in Wuhan bölgesine ziyaret etmemesi tavsiye ediliyor. Şu ana kadar yaşanan ölümlerin hepsi 40 yaş üzerindeydi ve elimizde olan verilere göre hiçbir çocuk ölümü yaşanmadı.

Ayrıca doğum sonrası problemler ile hastalık arasında da henüz bilinen bir ilişki bulunmuyor. Ancak SARS ve MERS salgınlarında ileri düzey hastalarda ve bu virüslerle ilişkili diğer hastalıklarda ölü doğumlar, anne ölümleri, spontane kürtaj görülmüştü.

Teşhis Yöntemleri

An itibariyle koronavirüsün türü sadece hastanelerde ve özel laboratuvarlarda teşhis edilebiliyor.

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

An itibariyle hastalık diğer viral vakalara benzer şekilde tedavi ediliyor; hastalığın kendisine özel bir tedavi bulunmuyor. Bir yandan virüse özel bir aşı üzerinde çalışılıyor; ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiğine göre süreç oldukça yavaş işliyor ve yakın vadede bir aşı üretilmesi beklenmiyor.

Müddet Tahminleri (Prognoz)

Henüz bu konuda net bir şey söylemek için erken; ancak an itibariyle SARS ve MERS gibi hastalıklardan daha az ölümcül olduğu, hastalığın seyrinin de daha yavaş olduğunu söylemek mümkün.

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

28 Ocak 2020 itibariyle, 2019-nCoV sebebiyle ABD dahil 14 farklı ülkede 4535’ten fazla vaka ve 106 ölüm görüldü. Ölümlerin tamamı Çin’de yaşandı; Çin haricinde ölümlü vakaya rastlanmadı. Elimizdeki güncel verilere göre, Çin haricindeki onaylanmış vakalar şu şekilde:

  • Hong Kong: 8 vaka
  • ABD: 5 vaka
  • Tayvan: 5 vaka
  • Avustralya: 5 vaka
  • Makau: 5 vaka
  • Singapur: 4 vaka
  • Japonya: 4 vaka
  • Güney Kore: 4 vaka
  • Malezya: 4 vaka
  • Fransa: 3 vaka
  • Kanada: 2 vaka
  • Vietnam: 2 vaka
  • Nepal: 1 vaka
  • Kamboçya: 1 vaka
  • Almanya: 1 vaka
21 Şubat 2020 itibariyle salgının yayılımı
21 Şubat 2020 itibariyle salgının yayılımı
Kaynak: Johns Hopkins

Virüs, ilk olarak 31 Aralık 2019’da, Çin’de raporlandı. Çin’in önlem olarak uyguladığı tam ve kısmî karantinalar, 60 milyon civarında insanı etkiledi.

Virüsün merkez üssü olarak Wuhan Güney Çin Hayvan Pazarı tespit edildi. Pazarda bol miktarda egzotik et bulmak mümkün. CDC tarafından şu açıklamayapıldı:

585 çevre örneği içinden tespit edilen 33 pozitif örneğin 31 tanesi, hayvan pazarının batısından geliyordu. Bu bölge, vahşiyaşam ticaretinin en yoğun yapıldığı kısımdı. Sonuçlar, yeni koronavirüs salgınının vahşi hayvanların ticareti ile yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.

Önlem Yöntemleri

Hastalığın ve genel olarak koronavirüslerin henüz bir aşısı bulunmuyor. Şu anda paniğe kapılmayı gerektiren bir durum yok; çünkü tüm ülkeler tehlikenin farkında ve gerekli önlemler alınıyor gibi gözüküyor. Bir kulağınızın bu konudaki gelişmelerde olmasını önemle tavsiye ederiz. O zamana dek, şu faydalı uygulamaları takip edebilirsiniz:

  • Elinizi en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkayın. Eğer bunlara erişiminiz yoksa, alkol-temelli bir dezenfektan kullanın.
  • Ellerinizi yıkamış olsanız bile ağzınıza, gözünüze, burnunuza dokunmaktan kaçının.
  • Pişmemiş etten uzak durun.
  • Hastaysanız, evden çıkmayın.
  • Ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatarak öksürün veya hapşırın. Sonrasında mendili çöpe atın.
  • Sıklıkla dokunduğunuz yüzeyleri dezenfekte edin.
  • Genel olarak hasta kişilerden uzak durun.
  • Wuhan bölgesini yakın dönemde ziyaret etmiş olabilecek kişilerden uzak durun.
  • Çin’e seyahat edecekseniz canlı hayvan marketlerinden uzak durmanızı ve salgın semptomlarına karşı uyanık olun.

Etimoloji

2019-nCoV isimlendirmesi, 2019 yılında yayılmaya başlayan, “yeni” (İng: “novel”, Lat. “novo”) bir koronavirüs (CoV) olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Wuhan Salgını ise, virüs ilk olarak Çin’in Wuhan bölgesinde görüldüğü için bu şekilde anılıyor. Wuhan, Yangtze Nehri’nin güney tarafında yer alan Wuchang şehri ile kuzey tarafında yer alan Hankou şehrinin isimlerinden türetilmiş bir isim.

Diğer Başlıklar

Çin’den Gelen Kargo Paketleri Güvenli mi?

Çin’den gelen kargo paketleri konusunda endişelenmenize gerek yok. Minnesota Sağlık Departmanı, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Bir paketin Çin’den bir diğer ülkeye ulaşması için gereken süre, virüsün varlığını koruyabileceği süreden fazladır. Koronavirüsü, konağı olan canlıların vücudu dışında, cansız nesneler üzerinde sadece birkaç saatliğine varlığını koruyabiliyor. En kusursuz laboratuvar koşulları altında bile bu süre en fazla 1-2 gün olabiliyor.

Buna rağmen Çin’den gelen paketlere dokunmadan önce dezenfektan kullanabilir; sonrasında mutlaka ellerinizi yıkayarak ek önlem alabilirsiniz.

Evcil Hayvanlar Tehlikede mi?

Evcil hayvanlara da koronavirüs bulaşabileceği ve onları da ciddi derecede hasta edebileceği; hatta evcil hayvan ölümlerinin görülebileceği konusunda da uyaralım. Ancak en azından koronavirüs (ve kedilerde de görülebilen SARS) vakalarında, hayvanlardan insanlara bulaşan bir örneğe rastlanmadı.

Türkiye’de Vaka Var mı?

Ülkemizde henüz doğrulanmış bir 2019-nCoV vakası bulunmuyor.

Hollywood ve Bill Gates, Bu Salgını Öngördü mü?

Çeşitli Hollywood filmlerinde bu salgına önceden gönderme yapıldığına dair iddialar halk arasında dolaşıyor. Bu tür düşük seviyeli komplo teorilerine geçit verilememelidir. İnsanlığın kültürel bilgi birikimi öylesine geniş ki, her olayın popüler kültürde bir benzerini ve hatta aynısını bulmak mümkündür. Ayrıca popüler kültür o kadar farklı “alternatif senaryolar” üretir ki, bunların bir kısmının tutması işten bile değildir; ancak tutmayan binlerce tahmin algıda seçicilik yoluyla görmezden gelinir (tıpkı “sahte deprem kâhinciliğinde” olduğu gibi.) Kimi zaman The Simpsons, South Park, Family Guy gibi yüzlerce bölümdür devam eden popüler kültür dizilerinde “geleceğin tahmin edildiği” yanılgısı da bundandır.

Benzer şekilde, Venom ya da Contagion gibi filmlerde gösterilen salgınların, bu salgın ile benzeşmesi tesadüf değildir. Çünkü 2019-nCoV salgını, Dünya’nın karşılaştığı ilk salgın değildir. Salgınlar genelde kalabalık olan ve hijyenik olmayan coğrafyalarda çıkar ve Dünya’ya yayılır. Gerçekçi olmayı hedefleyen filmler de bu tarz gerçekler üzerine senaryolarını inşa ederler. Dolayısıyla Venom gibi bir filmde Çin’de yılan balığı (yılan değil!) yenmesi sonucu salgın çıkması (kaldı ki, yukarıda da izah ettiğimiz gibi yılanlar muhtemelen bu salgından sorumlu değiller), Contagion’da benzer salgın senaryolarının işlenmesi tesadüf değildir; ama komplo da değildir.

Öyle ki, halk sağlığı üzerine çok fazla kafa yoran insanlar da, tıpkı film senaristleri gibi, tehlike senaryolarını genel olarak tahmin edebilirler. Bill Gates’in 2018 yılında verdiği bir demeçte, “SARS benzeri bir salgının 6 ay içinde 30 milyon insanı öldürebileceği” öngörüsü de bir kehânet değil; bilgisayar simülasyonlarına dayanan (aşağıdan izleyebilirsiniz), basit bilimsel öngörülerdir. Tıpkı Avustralya’da yaşanan, küresel ısınmayla körüklenen kitlesel yangınların yıllar önce akademik makalelerde ilan edilmiş olması ve ders kitaplarında işlenmiş olması gibi… Bilim, işte tam da bu öngörü gücü nedeniyle güçlüdür, güvenilirdir, önemlidir. Bu nedenle “Bilim çalışıyor!” deriz.

Ayrıca Bill Gates’in 2018 demecinde söz ettiği gibi, bu tarz bir salgına gerçekten de hazır değiliz. Bu da bir kehanet ya da sır değil; apaçık bir gerçek. Ülkeler bilimsel işbirliği konusunda kendi içlerine kapanıp dış dünyadan izole oldukça, bilimin ilerleyişi de yavaşlayacak. Küresel işbirliği olmadıkça, küresel salgınlar da ölümcül olmayı sürdürecek. Bunun da şaşılacak bir tarafı yok. Nasıl ki ülkemiz depremlere hazır değilse ve bu yalın bir gerçekse, Dünya da küresel salgınlarla baş edebilecek güçte değil. Salgınlar ve bunların yayılımı “büyü” değil, bilim tarafından onlarca yıldır araştırılan temel konulardır. Ancak Dünya’nın hazır olmaması, bilim insanlarının bu konularda kafa yormadığı ve çeşitli senaryolar üzerinde çalışmadığı anlamına gelmez; yukarıdaki gibi simülasyonlar ve araştırmalar da bunların doğal meyveleridir.

İşte aşılar tam da bu tarz salgınlar nedeniyle halk sağlığı için müthiş önemlidir. Ancak internet ve sosyal medya nedeniyle aşı karşıtlığı ve bilim düşmanlığı gibi ekoller yayıldıkça, siyaset akımları daha izolasyoncu hale geldikçe ve işbirlikleri azaldıkça, küresel salgınlar da kaçınılmaz olmaya devam edecektir.

Hem bu salgın gerçekten bir “komplo” olsa bile, neden düşük bütçeli ve dikkate değer başarılara erişememiş Hollywood filmleriyle bu tarz küresel manipülasyonlara gönderme yapılsın ki? Bunun hiçbir mantığı yok. Bu tarz komplo teorileri, olağanüstü iddialara inanmak isteyenler tarafından her küresel olay sırasında uydurulan, akıl ve mantığın testlerinden geçemeyen iddialardır. Bu konularda bağışıklık kazanmak isterseniz, Şüphecinin El Kitabı isimli kitabımızı okuyabilirsiniz.

*Çağrı Mert Bakırcı’nın bu yazısı Evrim Ağacı‘nda yayınlanmıştır.