‘Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’: “Bizi açlığa, ölüme mahkum edenlerle derdimiz var” | Söyleşi

‘Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’: “Bizi açlığa, ölüme mahkum edenlerle derdimiz var” | Söyleşi

31/01/2021 Kapalı Yazar: Saime Sultan Uçar

Koronavirüs önlemleri kapsamında geçtiğimiz Kasım ayında kafe, bar ve restoranlar kapanmıştı. Sektörde çalışan işçilere cüzi bir miktar ödenek bağlanmış, güvencesiz çalışan işçiler ise herhangi bir ödenekten faydalanamamıştı. Aradan geçen zamanda ise durumda bir değişiklik olmadı ve tabiri caizse kaderlerine terk edilen sektör çalışanları gittikçe daha zor bir durumla karşı karşıya kaldı. Hem bu duruma bir ses çıkarmak için hem de hali hazırda olan sorunlara çözüm için işçiler ‘Kafe-Bar Dayanışması’ adı altında bir araya geldi. Kafe ve bar çalışanlarının pandemi günlerinde oluşturdukları bu örgütlülüklerini Betül Topkaya ile konuştuk.


  • Koronavirüs önlemleri kapsamında kafe bar ve restoranlar kapatıldı, bu sektörde çalışan biri olarak siz nasıl etkilendiniz?

Öncelikle mekanlar açıkken de bir kafe-bar çalışanı olarak geçinmek oldukça zordu. Sektörün düzensizliğinin getirisi olarak birçok günlük çalışan vardı aramızda ve asgari ücret dahi alamıyorduk. Pandemi önlemleri kapsamında gerçekleşen kapatmalarla, işçilere kısa çalışma ödeneğinden faydalanma imkanı verildi fakat sektörde birçok sigortasız ve günlük çalışan olduğu için ödenekten de yararlanamayarak tam anlamıyla açlığa mahkum edildik. Zaten ödeneği alan arkadaşlarımız da aldıkları parayı ne kiraya ne faturaya yetiremeyerek temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi.

Bir yandan da sektörün çoğunluğunu genç işsizler, yeni mezunlar ve öğrenciler oluşturuyor. Birçok kişi kira ve faturalarını ödeyemediği için evini kapatarak ailesinin yanına dönmek zorunda kaldı. Bu da bulunduğumuz toplumsal koşullar içinde kendimize yaratabildiğimiz kısmi özgürlük alanlarını terk etmemiz anlamına geliyor. Bu süreçlerin biz kafe bar çalışanlarına getirdiği de ekonomik geçimsizlik ve çeşitli kaygı bozuklukları oldu. Bu da haliyle bizleri hayatta kalmak, hep söylediğimiz gibi insanca yaşayabilmek için mücadele etmeye itti. Bir arada olmanın, dayanışmanın tek çözüm olduğunu gördük ve Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’nda bir araya geldik.

‘’Alınan önlemleri samimi bulmuyoruz’’

  • Alınan önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Turizm sektörünün canlı olduğu zaman dilimlerinde birçok kısıtlamanın gevşetilmesi, bizim aylardır iş yerlerimiz kapalıyken siyasi parti kongrelerinin gerçekleşmesi, zenginlerin zenginlere düzenlediği ziyafetler sebebiyle alınan önlemleri samimi bulmuyoruz.

‘’Sağlıklı kalmak bir şans bizim için.’’

  • Salgın başladıktan sonra iş yerlerinde virüsten korunmanız için gerekli önlemler alınıyor muydu?

Benim iş yerimde maske, dezenfektan, sabun gibi temel hijyen malzemeleri sağlanıyordu fakat çoğu iş yerinde sağlanmadığını biliyoruz. Sağlansa dahi, kafede çalışırken insanların yediği tabakları bardakları yıkıyoruz, kullandıkları lavaboları hastalık riskiyle burun buruna temizliyoruz. Sağlıklı kalmak bir şans bizim için.

  • Şuan nasıl geçiniyorsunuz, geçiminizi sağlayabiliyor musunuz?

22 yaşındayım, toplumsal normlar içinde kendi paramı kazanabiliyor ve aileden destek almayı kesmiş olmam gerekirdi. Fakat iş imkanının olmaması sebebiyle ailelerimizin ve toplumun bizden beklediği yeterlilikleri de karşılayamıyor ve ailemizden maddi destek almayı sürdürerek bir nevi “Evet, biz başarısız olduk” diyoruz. Pandemi sürecinde birçok arkadaşımız kendi evini kapatarak aile evine dönmek zorunda kaldı.

Genç kadınlar için yalnızca para almak bile ailelerimize üzerimizde baskı kurabilecekleri imkanları sağlarken, bir de aynı evin içinde yaşayarak, senelerce ilmek ilmek ördüğümüz özgürlük alanlarımızı, “kendimize ait odalarımızı” terk etmek zorunda kaldık. Bunların üstüne bir de pandeminin süresinin belirsizliği, hayat akışımızda neler olacağının belirsizliği eklenince, kaygılardan nefes alamaz hale geldik. Bu tahribatı hangi yetkili, hangi bakan, hangi plan tamir edecek?

  • Dayanışma olarak bir araya gelirken amacınız neydi?  Sektör çalışanların ortak sorunları neler?

Koronavirüs pandemisinden önce de sektör sorunları çığ gibiydi, pandemi de iyice yakıcı hale geldi. Salgından önce de kafe-bar çalışanlarıyla görüşmeler gerçekleştiriyor, sorunlarımızı saptıyor ve çözüm bulmak gerektiğine inanıyorduk; Covid-19 ile beraber hızlıca kuruluşumuzu deklare edip iş yerlerimizde yaşadığımız/pandemiden sonra yaşamaya devam edeceğimiz hak gasplarına, tacizlere, mobbinglere karşı bir arada mücadele etmeye karar verdik. Sektör çalışanlarının en belirgin sorunu ise, sigortasız ve anayasaya aykırı biçimde uzun saatler çalıştırılma, karşılığında düşük ücret, taciz, tipe patron tarafından el konulması ve bir çalışana birden fazla çalışanın yapacağı işin yüklenmesi.

“Eylemlerimizle taleplerimizi duyurduk, şimdi de sıra sendika ile beraber taleplerimizi kabul ettirmekte”

  • Dayanışma olarak sendikalaşmaya gittiniz, sendikalı olmaya gerek duyduğunuz nedenler neler? Neden sendikalı olmalıyız?

Sık sık tekrarladığımız gibi, saydığımız sorunlar pandemiyle beraber oluşmadı, bu süreçten sonra da misliyle bu sorunlara maruz kalmaya devam edeceğiz. Sendika burada Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’nın adımlarını somutlaştıran ve kayıt altına alan bir yerde duruyor. Mekanlarla görüşmeler ve yaptırım uygulama konusunda sendika kolaylaştırıcı rol üstleniyor ve elbette kafe ve bar sektöründeki örgütsüzlüğü de kırmayı amaçlıyoruz. Biz eylemlerimizle taleplerimizi duyurduk, şimdi de sıra sendika ile beraber taleplerimizi kabul ettirmekte.

‘’Bizi yok sayan düzenle, iş yerlerimizi kapatarak bizi açlığa, ölüme mahkum edenlerle derdimiz var.’’

  • Talepleriniz neler ve çağrınız var mı?

Pandemi sürecinin başında taleplerimiz hayatımızı idame ettirebilecek destek, ücretsiz sağlık olanakları, sektör çalışanlarının kira ve faturalarının iptal edilmesiydi. Kadıköy, Beşiktaş ve Şişhane’de yaptığımız sessiz eylemlerimizle bu talepleri yükseltmiştik. Sonrasında “Önlemleri alın, mekanları açın” talebiyle meydanlarda basın açıklaması gerçekleştirdik. 25 Ocak’ta ise kabine toplantılarından sonra mekanlara dair söz söylenmemesi üzerine İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, Samsun olmak üzere beş ilde esnafla beraber eylem gerçekleştirdik.

Talebimiz de çağrımız da hep netti: Aylardır işsiziz, aylardır açız, aylardır akıbetimizin ne olacağına dair tek kelime edilmiyor. Bizi yok sayan düzenle, iş yerlerimizi kapatarak bizi açlığa, ölüme mahkum edenlerle derdimiz var. Derdimizin dermanı da ekmeğimiz için mücadele etmekten, birbirimizle dayanışmaktan geçiyor. Gelin Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’nda bir araya gelelim, gelin Otel ve Turizm İşçileri Sendikası’nda örgütlenerek haklarımızın peşine düşelim.


Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’nın duyurularından ve faaiyetlerinden haberdar olmak için aşağıda yer alan linkler üzerinden sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Facebook: https://www.facebook.com/kafebarcalisanlaridayanismasi/

Twitter: https://twitter.com/kafebardayanism

Instagram: https://www.instagram.com/kafebarcalisanlaridayanismasi/